SUSMAK
Bazı durumlarda sessiz kalmayı. Sessiz kalmanın en büyük cevap olduğunu hep söylerim. Ki zaten olan karşısında konuşacak bir şey de bulamıyor insan. Çok kırıldığım, içime işleyen her şey gibi.. Cevap versem ne olacak ki sanki. Ne değişecek? Konuşuyorum, bir şeyleri anlatmaya çalışıyorum. Karşımdaki insanı bunu anlayıp tamam dedikten sonra, yine aynı şeyi yaparken buluyorum. Daha söylesem ne söylemesem ne? Bir de karşımda bir ton bahane sıralayıp üste çıkma gibi bir durum var. O bahaneleri de ayrı bir heyecanla dinleyip kucaklıyorum. Kendimi yormamayı, anlaşılmayı beklemeyi bıraktım ben artık. O kadar zor ki. Zaten sizi anlayan birini bulursanız da bırakmayın sıkı sıkı tutun derim. Bazen hayatta iletişim kurmakta o kadar zorlanıyorum ki. Neden hep karşıdan doğru hamle yapması beklenir de insan dönüp kendisine bir kez olsun bakmaz. Neden insan kendine ayna olmaz. Ya da olamaz. Bazı insanlara hep sen doğrusun herkes hatalı cümlesi mi lazım. Bununla mı motive oluyor çoğu insan. İnsanız hepimiz hatalar yapabilir, o an öyle davranmak istemeyip öyle davranmış ama iş işten geçmiş durumunda olabiliriz. Ama bunu telafi etmeye çalışmak yerine, en basiti özür dilemek yerine. Bir ton bahane uydurup karşı tarafı, daha da işin içinden çıkılmaz bir duruma sokarız. Hep birazcık benim de haklılık payım var egosu mu. "Hayatta gerçekten hep haklı olmak yerine, mutlu olmayı tercih ederdim." Yanlış yapılır ama evet yaptım ben bu yanlışı diye göğsümü gererek söylerim. Yalandan nefret ediyorum, yapılan bir hatanın üstüne bahaneler sığdırılmasından nefret ediyorum. Nefret ettiğim her ne varsa maalesef ki yaşıyorum. Bahanelere sığdırılmamış bir hayat istiyorum ve size de diliyorum. Bahanesiz kalın arkadaşlar :)
Yorumlar
Yorum Gönder